Fenerbahçe Kulübü Basın Sözcüsü ve Genel Sekreteri Mahmut Uslu, sarı-lacivertli kulübün başkanlık sistemiyle yönetildiğini söyledi.

Uslu, kulübün resmi dergisinin nisan sayısına verdiği röportajda, Fenerbahçe'de başkanlık yapmanın çok zor olduğunu belirterek, "Fenerbahçe'de başkanlık sistemi vardır. Şimdi diyorlar ya başkanlık sistemi. Evet, bu kulüp başkanlık sistemiyle yönetilir. Başkanlık sisteminde demokrasi vardır. Yönetim kurulunda herkes fikrini açık açık söyler ama sonunda başkan ne derse o olur, sistem budur. Çünkü başkanlık sisteminde genel kurul üyeleriniz başkanı seçiyor" diye konuştu.

Mahmut Uslu, 3 temmuz sürecinde sarı-lacivertli kulübünün önünün kesildiğini vurgulayarak, "Siz başkanı hapse atmışsınız. Allah razı olsun o zamanki Nihat Özdemir gibi, Ali Koç gibi ve diğer yönetici arkadaşlarımız gibi bütün yönetim kurulu üyeleri darbe üzerine darbe yiyen kulübü ayağa kaldırmışlardır ve başkanın hapiste olmasına rağmen hiç olmazsa belli yerlere getirmişlerdir" ifadelerini kullandı.

Son yıllarda Türkiye'de çok önemli gelişmeler yaşandığını anlatan Uslu, şöyle devam etti:

"Son 17-25 Aralık olayları, öncesindeki gelişmeler. Geriye dönüp bakıldığında Tübitak gibi teknik bir kurum, askeriye, üniversiteler de dahil kurumlar ayakta kalamadı, çok zedelendiler. Bir tane kurum ayakta kaldı; o da Fenerbahçe Spor Kulübü. Bu milli mücadele ruhudur. Fenerbahçelilerde de bu fazlasıyla mevcut."

"Yarsuvat'ın gösterdiği gayret son derece sevindirici"

Mahmut Uslu, Galatasaray Kulübü Başkanı Duygun Yarsuvat'ın iki kulüp arasındaki gerginliğin bitmesi yönündeki gayretin sevindirici olduğunu söyledi.

Geçmişte Faruk Süren, Mehmet Cansun, Özhan Canaydın ve Alp Yalman dönemlerinde rakipleriyle çok iyi ilişkiler içinde olduklarını anlatan Uslu, şunları kaydetti:

"Fakat 3 temmuz kumpası sürecinde yapılan birkaç bildiri, özellikle 'Bu yangın üfleyerek sönmez' söylemleri ve ardından bizim varlığımızı, geleneklerimizi anlatan 'Ölü evinde düğün olmaz' atasözümüzü bilmeyenler bu ilişkileri bitirdi. Şu anda da zaten 3 temmuz sürecinin nasıl bir kumpas olduğu art arda gelen itiraflarla ortaya çıkıyor. Ayrıca stadımızda oynanan Süper Final öncesinde yenen yemekte, kupa töreninin yapılmaması yönünde mutabakata varılmasına rağmen, sonradan ısrarla kupanın sahada verilmesiyle ilgili girişimler, bunun sonucunda çıkan olaylar ve çocuklarımızın, kadınlarımızın, taraftarlarımızın gaza ve sert müdahalelere maruz kalması dostlukları bitirdi. Elbette, bu yaşananları ve yaşatanları ne Fenerbahçe camiası ne de kulübümüz unutmuyor. Hiçbir zaman da unutmayacak. Ancak yeni Başkan Yarsuvat'ın bu tür gerginliklerin bitmesi yönünde gösterdiği gayret son derece sevindirici. Elbette rekabet halinde olan iki kulübün 100 yılı aşan dostluğu bir başkan döneminde bitmez. Çünkü dertlerimiz, problemlerimiz ortak."

"Köle Isaura mı bizim adımız"

Mahmut Uslu, yaptığı konuşmaların ardından hak mahrumiyeti cezaları almasıyla ilgili olarak, susmalarının istendiğini ancak kendilerinin bunu yapmayacağını söyledi.

Geçen yıl Sivas'ta 2-1 yenildikleri maçta hakemin penaltılarını vermediğini belirten Uslu, şöyle devam etti:

"Solda hakemlerin sağda ise bizim soyunma odamız var. Biz oraya kendi çocuklarımıza, 'Rahat olun, hoca yanlış görmüştür ama bu işleri çözersiniz' demek için indik. Fakat hakem gülerek karşımıza çıktı. 'Hem penaltıyı vermiyorsun hem de sırıtıyorsun' dedim. 30 gün ceza aldım. 'Sırıtma' demek, küfür mü, hakaret mi? Penaltıyı vereceksin, veremiyorsan bir idareci de karşına çıkar takımının hakkını arar. Biz köle miyiz? Köle Isaura mı bizim adımız. Bizim adımız Aziz Yıldırım, Mahmut Uslu."

Mahmut Uslu, Trabzonspor maçından sonraki açıklamasından dolayı da ceza aldığını hatırlatarak, "Evet, ben sert konuşurum. Gülerek, lay lay lom mu konuşayım. Berabere kalmışım tabi ki sert konuşacağım. Galatasaray maçında Allah'tan yendik. Bu ne kadar hatadır, ne kadar ayıp şeylerdir bunlar. Şimdi bunları söylesem gazetede yine ceza verirler ama rakiplerimizden birinin idarecisi maçtan sonra verdiği demeçte 'hakemler bizi doğramaya gelmiş' yani gelecek demiyor, gelmiş diyor. Bu arkadaşa 20 gün ceza. Şimdi bu reva mı?" değerlendirmesinde bulundu.

"Benim vergilerimle bana rakip oluyorsun"

Uslu, "Belediye Spor A.Ş'den bir arkadaş 'Fenerbahçe bizim spordan çekilmemizi istiyor' demiş" diyerek, şunları kaydetti:

"Senin çekilmeni kimse istemiyor. Sen Amerika'daki gibi, Avrupa'daki gibi spor yaptır. Belediye olarak senin görevin bu. Sen yarışmacı olma. Benim vergilerimle bana rakip oluyorsun. Bunu anlamıyorlar. Başkanımız Aziz Yıldırım'a oradan laf gönderiyor. Arkadaşlar, sizlerin yaşı kadar, babalarınızın, dedelerinizin yaşı kadar bu kulüp spora hizmet vermiş. Belediyeler yoktu o zaman."

İstanbul Büyükşehir Belediyespor Başkanı Ahmet Hamdi Çamlı, Yıldırım'ın, Fenerbahçe Dergisi'nin şubat ayı sayısındaki, "Amatör şubelerle ilgili söylenecek çok sözümüz var. Mesela bütün belediyeler spordan elini çekmeli. Belediyelerle ilgili hiçbir takım olmamalı" sözleri üzerine "Kimin spordan çekileceğine millet karar versin. Kulüp başkanları buna karar veremez" eleştirisinde bulunmuştu.